Anoxia Station: Petrol Uğruna Nefesin Bile Tükendiği Bir Kâbus Başladı

Yıl 1988… ama değil. Volkanlar göğü çatlatmış, yeryüzü ölümle mühürlenmiş. Geride kalan insanlık, kurtuluşu yerin derinliklerinde kara altının izinde arıyor. Ama oksijen eksikliği bile orada seni bekleyenlerin yanında bir teselli gibi kalıyor...

Anoxia Station: Derinlikte Terk Edilmiş Umut

Yeni çıkan ve henüz 15 dolara Steam’de yerini alan Anoxia Station, korku ve stratejiyi yeraltının loş duvarlarına kazıyor. HR Giger’ı hatırlatan organik endüstriyel tasarımı ve Frostpunk ile The Banished Vault’un bastırıcı kaynak yönetimini harmanlayan bu sıra tabanlı oyun, kelimenin tam anlamıyla boğucu bir deneyim sunuyor.

"Yeraltına indiğinde artık karanlık senin değil, sen karanlığın bir parçasısın."

Oyunun Temel Dinamikleri: Derinlikte Hayatta Kalma, Korku ve İhanet

• Turn-based kaynak yönetimi ile oksijen, enerji, yiyecek ve moral dengesini kurmak zorundasın.
• Uluslararası bir ekip ile çalışıyorsun; fakat dikkat: Biri seni sırtından bıçaklayabilir… ya da sadece moral bozucu bir pisliktir.
• Ekip içi görev çatışmaları ve politik gerilim, Cold War sonrası kırık bir dünyanın yansıması.
• Anomali avı: Önceki kazı ekibine ne oldu? O sızıntının ardındaki yaratık neydi? Yoksa bu istasyonun kendisi mi canlı?..

Estetik: Giger’in Kabusu, Mühendisliğin Kalıntıları

Görsel olarak, Anoxia Station:

• Pasla kaplı panel labirentleri,
• Etle metalin kaynaştığı grotesk yaratıklar,
• Ve doğayla mühendisliğin korkunç bir simyası ile dolu.

Her yeni kazı alanı, hem sırlar hem ölüm barındırıyor.

Sözde Kurtuluş: Kara Altın mı, Karanlığın Ta Kendisi mi?

Oyunun amacı basit görünüyor: petrole ulaş, insanlığı kurtar. Ama bu uğurda kaybedilen insanlık nedir? Bir istasyon dolusu çaresiz adamı, ihanet ve korku içinde delirtmek... kurtuluş mudur, sonun başlangıcı mı?